BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Eda ŞİMŞEK ŞAHİN, Birgül ERDOĞAN, Tuğba ÖZ
PRENATAL DÖNEMDE YOGA UYGULAMASININ KADIN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKILERI
 
Giriş: Son yıllarda giderek popüler hale gelen ve hemşirelik bakımı kapsamında bir hemşirelik girişimi olarak da sunulabilen tamamlayıcı ve alternatif yöntemler kadın sağlığı alanında da kullanılmaktadır. 20. Yüzyılın sonlarına doğru Amerika’da kurulmuş olan Ulusal Alternatif Tıp Merkezi (National Center for Complementary and Integrative Health) tamamlayıcı yöntemleri; mevcut tıp uygulamalarına eşlik eden uygulamalar olarak tanımlarken, alternatif yöntemleri; tıp uygulamaları yerine kullanılan uygulamalar olarak ifade etmiştir. Tamamlayıcı ve alternatif yöntemler doğa kaynaklı ürünler, zihin ve vücut aktiviteleri ile diğer uygulamalar olmak üzere üç ana grupta incelenmektedir. Doğa kaynaklı ürünleri bitkiler, vitaminler, mineraller ve prebiyotikler oluşturur. Zihin ve vücut aktivitelerinde; osteopatik, manipülasyon, meditasyon, masaj terapi ve yoga yer alır. Geleneksel Çin tıbbı, Ayurveda tıp uygulamaları, homeopati ve natüropati diğer başlığı altındaki tamamlayıcı ve alternatif tedavileri oluşturur. Amaç: Bu derleme tamamlayıcı ve alternatif yöntemlerden biri olan yoganın prenatal dönemde kadın sağlığı üzerine etkileri konusunda bilgi sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Kapsam: Çalışma, Pubmed, Google Akademi, Google Scholar, EBSCO Host, Kocaeli Üniversitesi Kütüphanesi veri tabanları taranarak yürütülmüştür. Bu derlemede İngilizce veya Türkçe dillerinde 2004 ile 2018 yılları arasında yayınlanmış makaleleri kapsamaktadır. Çalışma derleme olarak hazırlandığı için etik kurul ve kurum izni gerektirmemektedir. Bulgular: Kadınlar gebelikleri süresince fizyolojik ve psikolojik birçok değişim yaşamaktadır. Ruh halindeki değişimler, kafa karışıklığı ve üzüntüde bunlardan sadece bir kaçıdır. Bu durumla karşılaşan kadınlar psikiyatrik hastalık stigmasına maruz kalmamak için hekime başvurmak yerine alternatif ve tamamlayıcı yöntemlere başvurmaktadır. Yapılan bir çalışmaya göre İkinci ve üçüncü trimestırda düzenli bir yoga programı ile anksiyete ve depresyonun rutin antenatal egzersizlere oranla daha fazla azaldığı gözlenmiştir. Prenatal dönemde yoga yapan kadınlarda tükrük kortizol ve tükrük immunoglobülin A düzeyi bakılmış ve yoganın tükrük kortizol düzeyini azaltarak stresi azalttığı, tükrük immunoglobülin A düzeyini artırarak bağışıklığı güçlendirdiği saptanmıştır. Yoga uygulaması öncesinde ve sonrasında uygulanan ruh hali profil derecesi ölçeğine göre; gerginlik – anksiyete oranı % 77.2’den %60’a, depresyon % 65.9’dan % 57.’e, öfke-düşmanlık % 77.2’den % 48.6’ya, yorgunluk % 81.8’den % 74.3’e,konfüzyon % 79.5’den % 68.6’ya gerilemiştir. Antenatal dönemde uygulanan yoga programının gebelikte yaşanan semptomlar ve doğum üzerine olumlu etkileri olduğu gözlenmiştir. Yoga gebe kadınlarda görülen orta düzeyde uyku sorunlarına iyi gelmektedir. Yoga uygulaması yapan grupla yoga uygulaması yapmayan grup arasında preterm doğum oranına bakılmış ve preterm doğum oranında istatiksel açıdan anlamlı bir düşme olduğu gözlenmiştir. Sonuç: Prenatal dönem hem maternal hem de fetal ihtiyaçların arttığı, fizyolojik ve patolojik süreçlerin iç içe geçtiği dinamik bir süreçtir. Bu nedenle gebe kadın; gebelik öncesi, sırası ve sonrasında birçok problem yaşamakta ve hemşirenin özel ilgi ve alakasına ihtiyaç duymaktadır. Bağımsız fonksiyonlarımız doğrultusunda hemşirelik bakımı içerisinde bir girişim olarak yer verebileceğimiz tamamlayıcı ve alternatif yöntemlerden biri olan yoga uygulamasının prenatal dönemde kadınların yaşadıkları sorunlarla baş etmeleri konusunda yardımcı olabileceğine dair literatürde çalışmalara rastlanmaktadır. Ancak bu konuda daha büyük ve farklı örneklem grupları ile gebelikte yaşanan sorunlara spesifik randomize kontrollü deneysel çalışma yapılmasına ihtiyaç vardır.

Anahtar Kelimeler: prenatal, yoga, tamamlayıcı ve alternatif



 


Keywords: