BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Rukiye TÜRK, Ruken EFE
PRENATAL DÖNEMDE GÜNCEL VE KANIT TEMELLİ UYGULAMALAR
 
Öz: Giriş: Günümüzde çağdaş bilim her alanda kanıtlar bulmaya uğraşmaktadır. Sürekli yeni kanıtlar ortaya çıktığından, var olan bilgiler yenilenmeli ve güncellenmelidir. Amaç: Tüm sağlık personellerinin özellikle hemşirelerin bugünkü/geçerli bilimsel kanıta dayalı en iyi sağlık bakımını kadınlara prenatal dönemde verilmesini sağlamaktır. Kapsam: Profesyonel hemşirelerden elde edilebilen en güncel bilimsel bilgiye dayalı güvenli ve etkili bakım vermesi beklenmektedir. Bilgi ve karar verme arasındaki ilişki hemşireliğin profesyonelleşmesinde en belirleyici unsurdur. Kanıt temeli uygulamalar hemşirelik uygulamalarının bilimselleşmesini sağlamaktadır. Bulgular: Literatürde, gebelikte alınan yeterli demir desteğinin, prenatal ve postnatal kanama riskini azalttığı, enfeksiyonlara maruziyete daha dirençli olmayı sağladığı ve bunlara bağlı olarak gelişebilecek maternal kayıpları azalttığı belirtilmektedir. Folik asit kullanımının ise, nöral tüp defeklerini ve konjenital anomalileri azalttığı bilinmektedir. Randomize kontrollü çalışmalarda folik asit kullanımının kanıt derecesinin iyi olduğu kabul edilmektedir. “Güvenli Annelik’ kapsamında standardize edilmiş gebe izlemlerinde, risk tespit edilmeyen tüm gebelerde en az dört izlem kabul edilmekte ve risk durumunda izlemlerin sıklığı artmaktadır. Birinci izlem; gebeliğin 14. haftasında veya ilk 14 hafta içerisinde, ikinci izlem; gebeliğin 18- 24. haftalarında, üçüncü izlem; gebeliğin 30- 32. haftalarında ve dördüncü izlem; gebeliğin 36- 38. haftalarında önerilmektedir. Tüm gebe kadınlar tetanoz, difteri, boğmaca ve influenza’ya karşı aşılanmalıdır. Bu aşıların gebelikte kullanılmasında sakınca bulunmamaktadır. Bebeğe pasif bağışıklık sağlamakta ve düşüğe neden olmamaktadır. Doğum sonrası da ise, doğumda yapılamayan kızamık, kabakulak, kızamıkçık, suçiçeği gibi aşılar yapılabilir. Canlı virüs aşıların fetüsü infekte etme potansiyeli olduğu için yüksek risk olmadığı sürece gebelikte yapılmaması önerilmektedir. Prenatal dönemde fetal sağlığın değerlendirilmesi sırasında kullanılan ultrason ile fetüs sayısı, pozisyonu, gestasyonel yaş, plasental yerleşim ve fetal gelişim vb. hakkında bilgi edinilmektedir. Bununla birlikte, yenidoğanda karşılaşılabilecek olumsuz sonuçların, riskli gebeliklerin tespitinde, gebelik seyrini belirlemede, cerrahi düşüklerin yönetiminde ve daha birçok olumsuz sonucun tespitinde oldukça etkilidir. Yapılan çalışmalarda, uzun vadede ultrason değerlendirmesinin, fetüsün fiziksel ya da bilişsel gelişimi üzerinde zararlı bir etkiye sahip olmadığı belirlenmiştir. Gebelikte bulantı- kusma sorunu için çeşitli girişimler uygulanmaktadır. Yapılan bir araştırmada, tüm antiemetiklerin bulantı sıklığını azalttığı; ancak uykuya eğilimi arttırdığı belirtilmektedir. Bu ilaçların teratojenik etki yarattığı konusunda ise yeterli veri elde edilmemiştir. Gebelikte yaşanan bacak krapları için; yapılan çalışmalarda kramplar üzerinde kalsiyum, sodyum klorür ya da her ikisinin birlikte tüketiminin yararlı olduğuna dair kanıt elde edilmemiştir. Mineral içeren multivitaminlerin ve magnezyum tüketiminin kramplar üzerinde yararlı etkileri mevcuttur. Gebelikte kramp şikayeti olan kadına, sabahları 5 mmol ve akşamları 10mmol olmak üzere magnezyum laktat veya sitrat alınımı önerilmekte ve kanıt düzeyi iyi olarak belirlenmiştir. Bununla birlikte, gebelikte artan metabolik gereksinimlerin karşılanması, fetüsün büyüme ve gelişimi için vitamin ve mineral ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Karşılanmaması durumunda prematüre doğum, düşük doğum ağırlığı ve beyin hasarları vb. maternal ve fetal sağlık sorunları görülebilmektedir. Ayrıca gebelikte alınan kalsiyum desteğinin, preeklemsi riskini yarıya indirdiği ve preterm doğum riskini azalttığı yönünde araştırma sonuçları mevcut olmakla birlikte, yararları ve zararları net bir şekilde belirtilmemiştir. Tuz kısıtlamasının preeklemsi insidansı üzerinde etkisi bulunmazken, magnezyumun terapötik etkisi hala tartışılmaktadır. Bunun yanı sıra, gebelikte fazla kafein tüketiminin ( >8 fincan/ gün); düşük doğum ağırlığına, gelişme geriliğine ve preterm doğumlara, yeni doğanda yoksunluk belirtilerine neden olabileceği belirtilmektedir. Yapılan çalışmalarda, hastanelerde, çoğul gebeliği olan kadınlara rutin olarak uygulanan yatak istirahatinin preterm eylem riskini ve perinatal mortaliteyi azaltmadığı belirtilmiştir. Ancak hospitalizasyonun düşük doğum ağırlıklı (<2500 gr.) yenidoğan sayısını azalttığı ve yenidoğanın büyümesini geliştirdiği belirlenmiştir. Bunun yanı sıra yapılan çalışmalarda, prenatal dönemde gebelere yapılan eğitimlerin; eşler arasındaki ilişki ve annelik rolüne bağlanma üzerine olumlu etkisinin olduğu, postpartum dönemde sosyal desteği ve annenin gebelik ve doğum eylemi sorunlarıyla baş etme gücünü arttırdığı, gebelerin sağlık bilincini yükselttiği, anksiyeteyi azalttığı ve normal doğuma eğilimi arttırdığı belirtilmektedir. Sonuç: Prenatal dönemde sağlık personelleri tarafından verilen kaliteli ve kanıt temeli uygulamalar, gebenin doğum ve postpartum sürecini daha sağlıklı geçirmesini sağlamakta ve anne bebek ölümlerinin azalmasına yardımcı olmaktadır. Böylece annelerin ve bebeklerin sağlığı korunarak yaşam kaliteleri yükseltilmiş olacaktır.

Anahtar Kelimeler: Prenatal Dönem, Güncel, Kanıt, Uygulamalar



 


Keywords: