Giriş: Çocukluk, yaşamın temel aşamalarından biridir ve bu döneminin etkisi tüm yaşam boyu devam eder. Uluslararası Çocuk Hakları Konvansiyonu ICRC (International Convention for the Rights of the Child) çocuğu, 18 yaşını doldurmamış, birtakım haklara sahip bir birey olarak tanımlamakta ve bu tanım kapsamına gençleri de almaktadır. Çocuğun büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkileyen her türlü davranış olarak tanımlanabilen çocuk istismarına, insanlık tarihi boyunca her kültürde rastlanmaktadır. Fiziksel istismar, cinsel istismar, duygusal ve ekonomik istismar şeklinde görülmektedir. Sık görülen ve önemli bir sağlık sorunu olmasına karşın, tanısında ve ilgili uzmanlık dallarıyla işbirliğinde çoğu kez yetersizliklerle karşılaşılmaktadır. Kanıtların eksikliği, yanlış bilgiler, kültürel ve geleneksel değerler istismarın göz ardı edilmesine yol açabilmektedir. Çocuk istismarı vakalarına ilişkin veriler Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığının kayıtlarında yer almaktadır. Bu kayıtlar da hassas bir konu olduğundan gizli tutulmaktadır. Çocuk istismarı ile ilgili tabloya ancak yapılan çalışmalardan yola çıkılarak ulaşılmaktadır. Son yıllarda Türkiye’de çocuk istismarına olan ilgi ve farkındalık yeterli olmamakla birlikte artmaktadır. Amaç: Bu araştırma yazılı basında yer alan haberlerin sıklığının çeşitli değişkenlere göre incelenmesi amacıyla yürütülmüştür. Kapsam: Bu çalışmada ulusal ve tirajı en yüksek beş gazete, son 2 yılı kapsayacak şekilde (2016-2017) retrospektif olarak incelenmiştir. Sınırlılıklar:2016-2017 yılları arasında 186 kadar gazetede çıkan haberlerin araştırma kapsamına alınması çalışmanın kısıtlılıklarındandır. Yöntem: Çalışmanın örneklemini bu gazetelerde yer alan istismar mağduru çocuklar oluşturmaktadır. Farklı gazetelerde yer alan aynı haber ya da haftanın farklı günlerinde tekrar yayınlanan aynı haber bir kez ele alınmıştır. Buna göre 186 habere ulaşılmış, taranan haberler istismar mağduru çocuğun yaşı, cinsiyeti, maruz kaldığı istismar türü, yayınlanan haberde çocuğunun fotoğrafının verilip verilmemesi, istismarcının kimliği, istismar olayının ortaya çıkış nedeni ile haberin geçtiği il değişkenlerine göre gruplandırılmış ve yüzdelik olarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Araştırma verilerine göre istismar mağduru çocuklar arasında 5-9 yaş grubunda olanlar önde gelmektedir. Bunu sırasıyla 10-14 yaş arasında olanlar ve 15-18 yaş arasında olanlar izlemektedir. Gazete haberlerine göre istismar edilenler arasında kız çocukları çoğunluktadır. Yapılan gazete taramasında son 2 yılda çocuğa yönelik istismar haberlerine konu olan istismar türleri arasında cinsel istismar önde gelmekte iken bunu fiziksel istismar izlemektedir. Çocuğu istismar edenler arasında üvey anne/baba ilk sırada yer alırken, ikinci sırada anne-baba, üçüncü sırada ise baba yer almaktadır. Gazete taramasında yer alan çocukların yarıya yakını uğradıkları istismar olayını “çocuğun olanları ebeveynlerine anlatması” ile ortaya çıkmıştır. Haberin konu olduğu iller sıralamasında ise; İstanbul ilk sırada yer alırken, bunu sırasıyla Adana ve Antalya izlemektedir. Sonuç: Henüz gelişim sürecinde olan çocuklar, fiziksel ve zihinsel zayıflıklarından dolayı, dış etkenlere çok açıktır; bu dönem aynı zamanda kalıcı davranışların kazanıldığı dönem olduğundan etkiler daha uzun sürelidir. Günümüzde medya toplumsal yaşamın belki de en önemli araçlarından biri haline gelmiş bulunmaktadır. Çünkü medyanın işleyişi insan ve toplum yaşamının çok farklı düzlemlerinde, katmanlı biçimde gerçekleşmektedir. Çocuk istismarına ilişkin haberler verilirken bir kez daha çocuğun istismarı söz konusu olabilmektedir. Medya metinlerinde, özellikle de görüntülü haberlerde istismara maruz kalmış çocuklar toplum karşısında sergilenirken çocukların ruhsal durumları, kişilik gelişimleri tekrar tekrar zedelenen, yara alan kişilikleri üzerinde durulmamakta, bu konuda gerekli duyarlılık gösterilmemektedir. Bu da en az çocuk istismarının tarafı olan yetişkinlerin işlediği suç kadar ağır bir suç olarak görülmelidir. Sonuç olarak, toplumun çocuk istismarı konusunda bilinçlendirilmesi, eğitim ve hukuk gibi toplumsal kurumların ulaşamadığı yerlerde, bir otokontrol sistemi oluşturabilir. İstismarın önlenmesi konusunda da medya ve televizyonla kampanyalar yapılabilir ve kamuoyu bu konuda aydınlatılabilir. Çocuk ve ergenlerin kolayca ulaşabilecekleri broşür, CD gibi görsel ve işitsel materyaller çoğaltılabilir.
Anahtar Kelimeler: Çocuk, İstismar, Yazılı Basın
|