BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Sevcan KARATAŞ, Nurcan HAMZAOĞLU
SAĞLIK EĞİTİMİ ALAN BİREYLERİN DOKU VE ORGAN NAKLİNE YÖNELİK TUTUM VE BİLGİ DÜZEYLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
 
Giriş: Vücutta görevini yerine getiremeyecek durumda ve bedene zararlı hale gelmiş bir organın/ dokunun, kadavra ya da canlı bir vericiden alınarak aynı görevi yerine getirebilmek koşulu ile değiştirilmesine organ/ doku nakli denilmektedir (Sarıtaş, 2005: 6). Organ ve doku nakilleri bir ülkenin gelişmişlik düzeyini gösteren önemli ölçütlerden biridir. Bir ülkenin doku ve organ nakli konusundaki duyarlılığı ‘bir milyon nüfus başına düşen kadavra donör’ oranı ile aynı doğrultudadır. Avrupa Organ Nakil koordinatörleri Derneği (ETCO) açıklamasına göre, milyon nüfus başına düşen kadavra donör sayısı 25 olarak belirlenmiştir (Bakar, 2014: 19-21). Türkiye’ de bu rakam yalnızca 5,3’ tür (Söylemez, 2017: 1698). Kişilerin bilgi düzeyleri, dini inanışları, kişilik yapıları, aile yapıları gibi birçok faktör organ/ doku bağışında karar vermelerinde önemli rol oynamaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda toplumsal ve bireysel bilgi eksikliği ve duyarsızlığın yanı sıra organizasyon eksikliklerinin de organ/ doku bağışlama oranını etkilediği görülmektedir (Aytaş, 2010: 1-2). Sağlık alanında çalışan ve çalışacak her birey, toplumu bilgilendirebilmeli, yönlendirebilmeli ve örnek olabilmelidir. Özellikle organ/ doku nakli ve bağışı gibi insan hayatı ve ülke ekonomisine katkısı azımsanamayacak derecede önemli olan hassas konularda diğer meslek gruplarından daha fazla bilgili ve duyarlı olması gerekmektedir. Amaç: Bu çalışma sağlık eğitimi almakta olan bireylerin doku ve organ nakline yönelik tutumları ve bilgi düzeylerinin ölçülmesi amacıyla yapılmıştır. Kapsam: Araştırmanın evrenini Türkiye’ nin çeşitli bölge ve şehirlerinde sağlık eğitimi almakta olan bireyler oluşturmuştur. Örneklemini ise; olasılıksız örnekleme yöntemi ile seçilmiş 310 birey oluşturmuştur. Sınırlılıklar: Çalışmaya katılan birey sayısı evreni temsil edecek sayıya ulaşamadığı için elde edilen bulgular genellemez. Yöntem: Çalışma tanımlayıcı tasarım metodu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara uygulanmak üzere tarafımızca hazırlanmış, kişilerin; yaş ve cinsiyet bilgilerinin yanı sıra organ/ doku nakline yönelik tutum ve bilgi düzeylerini değerlendirmeye yönelik anket uygulanmıştır. Katılımcıların tamamı olasılıksız örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Çalışmaya katılımda gönüllülük esası dikkate alınmıştır. Elde edilen verilerin analizinde ise SPSS 18 istatistik programı kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 22,8 olup, % 44,8’i (n:139) erkek, % 55,2’i (n: 171) kadındır. Organ bağışı ve nakli konusundaki görüşleri sorulduğunda; katılımcıların % 54,5’i (n:169) desteklediğini belirtirken, % 38,1’i (n:118) kararsız olduğunu, % 7,4’ü (n:23) karşı olduğunu belirtmiştir. Katılımcıların % 70’i (n: 217) organ bağışı ve nakli konusunda bilgi aldığını, % 30’u (n: 93) herhangi bir bilgi almadığını belirtmiştir. Bilgi aldığını söyleyen 217 kişinin % 30’u (n:82) mesleki eğitim sırasında, % 20,8’i (n:55) sağlık kuruluşunda sağlık ekibinden, % 20,8’i (n:55) yazılı- görsel medyadan, % 27,5’i (n:73) hem eğitimleri sırasında, hem medyadan hem de sağlık kuruluşlarından bilgi aldığını belirtmiştir. Katılımcıların % 29’u (n:90) beyin ölümü gerçekleştiğinde organ nakli için uygun olan organın alınabileceğini belirtirken, % 45,8’ i, (n:142) kalp atımı durduğunda, % 15,2’si (n:47) hasta bitkisel hayattayken organların alınabileceğini, % 10’u (n:31) ise hiç bir fikrinin olmadığını bildirmiştir. Organ bağışı için hangi kuruma başvuru yapmak gerekir sorusuna katılımcıların % 48,7’si (n:151) sağlıkla ilgili tüm birimlere başvuru yapılabileceğini, %15,5’i (n:48) organ bağışı ünitesi olan hastanelere, % 10,3’ü (n:32) aile hekimliği merkezlerine, % 25,5’i (n:79) sağlık müdürlüğüne başvuru yapılabileceğini belirtmiştir. Ülkemizde organ bağışı ve nakli ile ilgili yasal bir düzenleme olup olmadığına ilişkin soruya katılımcıların % 53,2’si (n:165) evet, % 11,3’ü (n:35) hayır, % 35,5’i (110) kararsız olduğunu belirtmiştir. Sizce organ bağışı ve nakli dini açıdan uygun mu sorusuna katılımcıların % 43,2’si (n:134) evet, % 25,2’si (n:78) hayır, % 31,6’sı (n:98) kararsızım cevabını vermiştir. Organ bağışı kartının olmadığını belirten katılımcıların oranı % 80,6 (n:250) dır. Organ bağışı yapmayanların % 11,3’ü (n:35) günah olduğunu düşündüğü için, % 8,1’i (n:25) ölmeden organ/dokularının alınacağını düşündüğü için, %12,6’sı (n:39) organlarının istemediği kişilere nakledileceğini düşündüğü için, %7,7’si (n:24) beden görünümünün bozulacağı için, % 13,5 (n:42) güvensizlik nedeniyle, % 18,7’si (58) ise korktuğu için organlarını bağışlamayacağını belirtmiştir. Sonuç: Çalışmadan elde edilen bulgular sonucunda, katılımcıların % 54,5’i (n:169) organ/ doku naklini desteklediklerini ifade etikleri halde, % 80,6’ sının (n:250) organ bağışı kartının olmadığı görülmüştür. Organ bağışı konusunda tutumları olumlu olsa bile korku, beden görünümünün bozulacağı düşüncesi, güvensizlik ve dini inanışlar gerekçesi ile organ bağışında bulunmadıkları tespit edilmiştir. Organ bağışı konusunda bilgi alma oranlarına bakıldığında, bilgisi olan katılımcıların çoğunluğunun eğitim hayatında organ nakli ile ilgili bilgi almadığı görülmektedir. Organ bağışı/ naklinin dini açıdan uygun olup olmadığı sorgulandığında katılımcıların % 25,2’si (n:78) hayır, % 31,6’sı (n:98) kararsızım cevabını vermiştir. Katılımcıların büyük çoğunluğunun organ bağışı konusunda dini çekincelerinin olduğu görülmektedir. Bu çelişkileri gidermeye ve toplumun bilgi düzeyini artırmaya yönelik başta Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere toplumun her alanına ulaşacak düzeyde ve sıklıkta çalışmalar yapılmalıdır. Toplumda ön plana çıkan çekinceleri ortaya koymaya ve bu çekinceleri gidermeye yönelik görsel ve yazılı basında bilgilendirme kampanyaları yapılmalıdır. Ancak bu tür uygulamaların, kişilerin organ/ doku nakline yönelik tutumlarını olumlu birer davranışa dönüştüreceği düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Organ Nakli, Doku Nakli, Donör, Bağış



 


Keywords: