BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Elif EROL, Özge BURAN KÖS
ERGEN PSİKOPATOLOJİLERİNİN ALGILANIŞ FARKLILIKLARI: ERGEN VE AİLE TARAMA FORMLARI KARŞILAŞTIRILMASI
 
Öz: Giriş: Çocuk ve ergen sorunlarını tanılamaya yardımcı olan ölçüm araçları oldukça gereklidir. Ölçüm araçları biz klinisyenlerin, yapılandırmacı bir ortamda daha kısa sürede daha fazla bilgi edinmemizi, kişiyi tanımamızı bazen de tanılamamızı sağlar. Ölçüm araçları ile sadece çocuk ya da ergenden değil, çocukları hakkında ailelerden de bilgi toplanabilmektedir. Bazen aynı ölçüm aracının çocuk/ergen ya da aile/öğretmen formları arasında farklılıklar olabilmektedir. Bu farklılıklar, ailenin ve çocuğun/ergenin sorunlara bakış açıları, neyi sorun olarak algıladıkları ve sorunu kabullenmeye açık oluşları gibi çeşitli sebeplerden dolayı kaynaklanabilir. Bu noktada hangi ölçüm aracının, hangi sebeple dikkate alınacağı tartışma konusudur. Bu çalışma, ergenlerin duygusal sorunlarını saptamakta ve yaşamlarından memnuniyet derecelerini ölçmektedir. Paralel olarak ergenlerin aileleri ile de aynı konular taranmış ve karşılaştırma yapılarak ergen ve aile formları arasında farklılık olup olmadığı istatistiksel olarak incelenmiştir. Amaç: Bu çalışma ile araştırmaya konu alan ölçüm araçlarının çocuk-aile formları arası farklılıklarına dikkat çekilerek olası çözüm yolları tartışılacaktır. Kapsam: Yapılan bu araştırmanın evrenini Bahçelievler Şafak Endüstri Meslek Lisesinde okuyan 10 ve 18 yaş arası ergenler ve onların aileleri oluşturmaktadır. Örneklemini ise bu öğrenciler arasından rasgele yöntemle seçilmiş 109 katılımcı oluşturmaktadır. Sınırlıklar: Araştırma söz konusu okul ile sınırlıdır. Meslek lisesinin dışında bir örneklem ile çalışılmamıştır ve meslek liselerine yönlendirilen çocuklardaki olası ortak yönler dolayısıyla ortaya çıkabilecek sapmalar araştırmanın sınırlarını oluşturmaktadır. Yöntem: Araştırmada 98 maddeden oluşan 5’li likert tölçekli Çocuk Ergen Semptom Değerlendirme Envanteri (CESDE), 8 maddeden oluşan 7’li likert ölçekli Psikolojik İyi Oluş Ölçeği, 37 maddeden oluşan 5’li likert tipi Öznel İyi Oluş Ölçeği ve katılımcıların demografik özellikleri ile aile özelliklerini içeren bilgi formu kullanılmıştır. Katılımcıların tamamı rastgele yöntemle seçilmiştir. Araştırmada Basit Rassal Yöntem uygulanmıştır. Araştırmaya toplam (N=109) ergen ve bunların aileleri katılım gerçekleştirmiştir. Araştırmadan elde edilen veriler SPSS 23 istatistik programı ile analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen verilerin analizinde betimleyici istatistikler ve Wilcoxin İşaretli Sıra test teknikleri kullanılmıştır. Bu araştırma için Çocuk Aile Gelişim ve Eğitim Vakfı’ndan Sayı: 12-2 sayılı Tarih: 25.12.2017 kurum izni alınmıştır. Bulgular: Katılımcıların çoğunluğunun erkek (%65) ve 16-18 yaş aralığında olduğu, ve ebeveyn (anne-baba) eğitim durumlarının ilköğretim-lise düzeyinde olduğu bulunmuştur. Ergenler formları ve ebeveyn formları arasında ekonomik durumlarını ve annelik türünü (kaygılı, sinirli, vb.) algılayış biçimlerinde anlamlı fark bulunmuştur. Yine Çocuk Ergen Semptom Değerlendirme Envanterinin somatizasyon, kaygı, sınır sorunları, seperasyon anksiyetesi, dikkat sorunları, öğrenme sorunları ve nesnel gerçekliğe uyumsuzluk alt boyutlarında ebeveyn ve ergen formlarında anlamlı fark bulunmuştur. Buna göre, Çocuk Ergen Semptom Değerlendirme Envanteri’nde belirtilen duygusal sorunlara ilişkin semptomlarda ergenler ailelerine göre yüksek puan almışlardır. Bunu destekler nitelikte Psikolojik ve Öznel İyi Oluş ölçeklerinin ergen ve ebeveyn formları arasında anlamlı fark vardır. Bunların puanları ise ailelerin formlarında ergenlere göre daha yüksektir. Sonuç: Çalışma sonunda, ergenlerin kendi duygusal ve davranışsal durumlarını algılayış biçimleri ile ebeveynlerinin onları algılayış biçimleri arasında farklılık olduğu görülmüştür. Aileler ergenlerin sorunlarını değerlendirirken daha iyimser davranma eğilimi göstermişlerdir. Bu farklılık, sadece aile taraftan bakıldığında çocuğun yaşam kalitesini ve psikolojik iyi oluşunu etkileyecek biçimde önemlilik arz etmektedir. Bu sonuç, ergenden doğrudan bilgi almanın önemini ve klinik mülakat mümkün değilse bile ergene yönelik semptom değerlendirme ölçekleri ile kendilerinden bilgi almanın gerekliliğini göstermektedir. Dahası klinikte çalışırken ailelerin çocukları üzerindeki algılarını, etiketlemelerini çalışmak çocuk aile ilişkilerini düzenlemeye yardımcı olabilecektir. Özellikle ergenlik döneminde ailelerin çocuklarıyla ilişkilerinin kopma noktasına geldiği durumlarda, bu çalışmadaki gibi ölçekler arası farklılıklar her aile için ortaya konulup tedaviye ve aile ilişkileri geliştirmeye yardımcı olabilecektir.

Anahtar Kelimeler: ergen, aile, algı, patoloji



 


Keywords: