BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Nezihe OTAY LÜLE
ÇOCUKLUK ÇAĞI OBEZİTESİ VE ADİPONEKTİN
 
Vücut yağ dokusu geçmişte sadece trigliseridler için bir depo veya serbest yağ asidi kaynağı olarak görülse de günümüzde salgıladığı pek çok enzim, sitokin, büyüme faktörü ve hormon aracılığıyla enerji metabolizmasının önemli bir parçası olarak kabul edilmektedir. Yağ dokusundaki olgun adipositlerin endokrin bir organ olduğu ve çeşitli medyatörler salgılayarak pek çok metabolik reaksiyonda rol oynadığı bildirilmektedir. Beyaz yağ dokusundan salgılanan bu aktif medyatörlere adipokin adı verilmektedir. Adipokinler beslenme, iştah, enerji dengesi, insülin ve glukoz metabolizması, lipid metabolizması, kan basıncının düzenlenmesi, koagülasyon, inflamasyon gibi vücudun birçok fizyolojik işleminde rol oynamaktadırlar. Adiponektin de bu adipokinlerden biri olup, vücutta enerji homeostazı ile ilişkili birçok fizyolojik fonksiyona sahiptir. Adiponektin yağ asidi oksidasyonunu ve insülin duyarlılığını artıran bir moleküldür. İnsülin duyarlılığının arttırılmasının yanında lipid düzeylerinin regüle edilmesi, antiaterojenik, antiinflamatuvar ve antiapopitik etkiler de adiponektinin vücuttaki başlıca fizyolojik işlevlerindendir. Steroidler ve TNF-alfa yağ dokusundaki adiponektin gen ekspresyonunu negatif etkilerken insülin ve insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1) pozitif etkilemektedir. Obezite durumunda adiponektin düzeylerinin azaldığı bilinmektedir. Adiponektin şu ana kadar obezitede negatif olarak regüle edildiği bilinen tek adiposit spesifik proteindir. Longitudinal izlenen 5-10 yaş arası çocukların yağ dokusundaki artışın adiponektin düzeyi ile negatif korele olduğu tespit edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 21.yüzyılın en ciddi küresel sorunu olarak tanımlanan çocukluk çağı obezitesinin erken teşhisi yetişkin çağda görülecek obezite ilişkili kronik hastalıklarının oluşumunun önlenmesi açısından oldukça önemlidir. Adiponektin konsantrasyonu yüksek yoğunluklu lipoprotein-kolesterol düzeyleri ile pozitif; karaciğer yağ içeriği, vücut kitle indeksi, glukoz ve insülin konsantrasyonları ile negatif korelasyon göstermektedir. Ayrıca diyabetik hastalarda da düşük adiponektin seviyeleri gözlenmektedir. Tüm bu ilişkiler, adiponektinin obezite ve metabolik sendrom için olası bir biyobelirteç olabileceğini düşünüdürmektedir. Çocukluk çağı obezitesinin değerlendirilmesinde kullanılan lipid profilli ve insülin direnci belirteçlerinin yanında adiponektin gibi adipokinlerin de değerlendirmeye alınması, çocukluk çağı obezitesi ile ilişkili sağlık problemlerinin daha iyi anlaşılmasını hatta erken teşhisini sağlayabilir.

Anahtar Kelimeler: Adiponektin, Obezite, Çocukluk çağı



 


Keywords: