BİLDİRİLER

BİLDİRİ DETAY

Sümeyra TOPAL, Tijen NEMUT, Sinem YALNIZOĞLU ÇAKA, Nursan ÇINAR
BEBEĞİN ENFEKSİYON HASTALIKLARINDAN KORUNMASINDA ANNE SÜTÜNÜN ETKİSİ
 
Giriş: Anne sütü bebek beslenmesinde, tek ideal besin ve bebeğin enfeksiyon hastalıklarından korunmasında en emin yaklaşımdır. İmmün sistemin ana hücreleri olan makrofaj, T hücre, kök hücre ve lenfosit içeren anne sütü, ayrıca sitokin ve kemokinlerce zengin olma özelliği ile bebeği enfeksiyonlardan korur. Anne sütü, bebeğin fizyolojik ve psikososyal gereksinimlerini 6 ay tek başına karşılayabilir. Altıncı aydan sonra anne sütüile beraber uygun ek gıdaların verilmesi, bebeğin yaşama malnütrisyon ve enfeksiyon tehlikesinden uzak sağlıklı bir başlangıç yapmasını sağlar. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Amerikan Pediatri Akademisi (AAP) bebeklerin 0-6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmelerini, altıncı ayda ek gıdalara geçilmesini ve emzirmenin 2 yıl ve ötesine sürdürülmesini tavsiye etmektedir. Ancak başarılı şekilde emzirmeye başlayan annelerin birçoğu, doğumdan sonra bebeğe formüla süt ya da ek besin başlamakta ve bunun sonucunda bebek bir süre sonra emmeyi bırakmaktadır. Beslenmesi iyi olmayan bebeğin bağışıklık sistemi etkilenmekte ve enfeksiyonlara yatkın hale gelmektedir. Amaç: Bu derleme, anne sütünün bebeği enfeksiyon hastalıklarından korumadaki rolünü incelemek amacı ile gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Bu çalışma, literatür taraması yapılarak gerçekleştirilmiştir. Kapsam: Anne sütü eşsiz bir besindir. Öyle ki immün sistem anne sütünde bulunan bileşenler tarafından düzenlenmektedir. Kolostrum ve olgun sütte lizozim, lökosit ve demir bağlayan bir laktoferrin bulunur ve demir bağlayan laktoferrin E.coli üzerinde inhibitör bir etki yapar. Ayrıca kolostrumdaki immunglobulin infeksiyonlara karşı direnç oluşturur. Sindirim kanalında bifidus florası oluşumunu kolaylaştır. Anne sütü içindeki koruyucu maddeler, gastrointestinal sistemde bulunan enzimler, pH değişiklikleri ve safra asitlerinden etkilenmezler. Özellikle bebeklik dönemi mikrobiyotası gastrointestinal sistem mukozasının gelişimine ve olgunlaşmasına önemli bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca, anne sütüne atfedilen pek çok yararın özellikle Bifido bakteri başta olmak üzere, içerdiği mikrobiyotadan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Anne sütü mikrobiyotasında bulunan Bifido bakterilerin anne sütü sarılığına karşı bebeği koruyabileceğini ifade edilmektedir. Moleküler mikrobiyoloji tekniği ile annenin sütü ile gerçekleştirdikleri çalışmada; tüm örneklerde infant barsak mikrobiyotası için önemli bir kaynak oluşturan Streptokok, Stafilokok, Bifido bakterisi ve Laktobasil DNA’larını tespit etmiştir. Anne sütünün, yenidoğanın ilk mikrobiyotanın gelişiminde önemli katkı sağladığı da bilinmektedir. Anne sütünden alınan immünglobulinlerin, ilk 6 ay daha etkili olmak üzere 18 aya kadar bebeği hastalıklardan koruyucu özelliği vardır. Yenidoğanın vücut savunmasında herhangi bir gecikme ya da yetersizlik, anne sütünde bulunan koruyucu faktörlerle dengelenir. Anne sütü içerdiği antikor, sitokinler, antimikrobiyal maddeler ve özgün bağışıklık hücreleri nedeniyle, kendi bağışıklık sistemi oluşana kadar bebeği korur. Yapılan çalışmalar emzirmenin enfeksiyon hastalıklarına karşı koruyucu etkisini göstermiştir. Anne sütü enterik ve diğer patojen bakterilere karşı koruyucudur. Bu özellik, gelişmekte olan ülkelerde ya da güvenli bir içilebilir su kaynağı olmayan ve hijyenik koşulların yetersiz olduğu bölgelerde daha önemlidir. Anne sütündeki prebiyotikler barsakta laktobasillus ve bifidobakter gibi faydalı bakterilerin üremesini sağlamakta ve barsak pH değerini düşürerek pek çok patojen bakterinin üremesini engellemektedir. Anti-enfektif özellikleri nedeni ile anne sütü ile beslenme enfeksiyondan korunmada önemli bir adımdır. İlk beslenmesin anne sütü ile yapılması gastrointestinal sistemde bağışıklık yanıtını başlatır, solunum ve immün sistemi güçlendirir, otitis media, ishal, solunum sistemi enfeksiyonlarını, menenjit, apandisit ve idrar yolu enfeksiyonu riskini azaltır. Yapılan çalışmalarda, tek başına anne sütünü dört aydan fazla alan bebeklerde enfeksiyon riski anne sütü almayanlara göre %72 daha az olduğu ve yaşamın ilk iki yılında anne sütü alımının akut otitis media riskini %43 azalttığı bildirilmiştir. Ayrıca enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde anne sütü alan infantlarda tedavi başarısının daha iyi olduğu vurgulanmaktadır. Anne sütü her bebeğin gereksinimine göre ayarlanmış, biyolojik yararlılığı yüksek, ideal bir besin kaynağıdır. Anne sütünün içeriği bebeği pek çok farklı mekanizma ile enfeksiyonlardan korumaktadır. Anne sütünün antiviral özellikleri (laktoferrin, yağ sindirim ürünleri), bakterisidal aktivitesi (laktoferrin, lizozim), antiprotozoal aktivitesi (anne sütü yağının mide ve barsaklar da sindirimi) ve bağlanmayı engelleme özelliği (kappa kazein yardımı ile helicobakter pylorinin mide mukozasına yapışmasının engelleme) sayılabilmektedir. Mikroorganizma yapısını korumak için demire ihtiyaç duyarken anne sütü içeriğindeki laktoferrin demir kullanımını baskılayarak bakterilerin büyümesini engellemektedir. Anne sütünde bulunan çeşitli enzimler de bakterileri yok etme özelliği gösteren bileşikler oluşturarak (safra tuzu bağımlı lipaz, peroksidaz), inflamatuvar yanıtları engelleyerek (trombosit aktive edici asetil hidrolaz) veya süt proteinlerinin yapısını koruyarak (antiproteaz) bağışıklık sistemini güçlendirir. Sonuç: Anne sütü sayılamayacak kadar çok faydası olan, doğal ve eşsiz bir besindir. Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Anne sütünün teşvikinde ulusal ve evrensel çapta girişimlerin sürdürülmesi önemli fayda sağlayacaktır.

Anahtar Kelimeler: anne sütü, enfeksiyon, biyoaktif faktörler



 


Keywords: